BORIS VIAN
VE
İMPARATORLUK KURANLAR
1920’ de doğan Borıs Vıan 1959 da Paris’ de ölür. Kısa ömrünü çocukluk yaşlarında yakalandığı kalp hastalığının gölgesinde sürdürür. Yirmi iki yaşında Maden Mühendisliği diploması alır.
Hayatını mühendislik, aktörlük, müzisyenlik, çevirmenlik yaparak; roman, oyun, öykü ve senaryolar yazarak sürdürür. Aykırı kişiliği tüm kural ve değer yargılarını alaşağı etme tutkusuyla doludur. Borıs Vıan itirazlarla beslenen kalbini sözcüklere dökerken doğasının getirdiği sınırsız bir özgürlüğün içinde bulur kendini. Hiçbir değer yargısına bağlı kalmadan, aklını geleneksele teslim etmeden düşürür sözcükleri kâğıda... Yaşayıp gördüklerinden, kabullenemediklerinden, itiraz ettiklerinden saldırarak intikamını alır, onları yayıla yayıla oturdukları koltuklarından tekmeleyerek indirir. Şüphesiz ki kontrollü, tüm saldırıları hesaplayan güvende olma isteği yoktur bu yaklaşımda, en aykırı silahları kuşanarak çıkmak gerekmektedir meydana, o da öyle yapar. Kısacık yaşamını inandığı, tutkuyla bağlı olduğu işlere armağan sayar. İtirazlarını, evrensel doğrular üzerinde yükselen kendi yöntemleriyle yapar. Tam da kendini ifade etme şekliyle daha da yakınlaşır eşitlik, barış ve adaletle beslenen kalbinin yanında yer aldığı taraftakilere... Her şeyin yapay bir kibarlık maskesi altında, ince hesaplarla hayat bulduğu burjuva kültürünün ikiyüzlülüğünü, yine o kültürün dışlayıp aşağıladığı bir dünyanın dili ve malzemeleriyle yapar. Küfür, cinsellik, şiddet sınırsızca yer bulur onun metinlerinde. Kurulu düzenin tü kaka edip dışladıklarını o, sonuna kadar kullanır. Kitaplarında, içinde birikenlerden bir damla okuyana da sıçrasın, onları rahatsız etsin ister, eder de.
Nitekim savaş için söylediği: “Bir gün hiç kimsenin sağ olarak geri dönmediği bir savaş, ‘I.En İyi Düzenlenmiş Savaş Günü’ olarak ilan edilebilir.” sözleri onun kendi doğrularını anlatmak için seçtiği sarsıcı, ironik, öfkeli üslubunun göstergesidir.
En tanınmış romanları Günlerin Köpüğü, Mezarlarınıza Tüküreceğim ve Pekin'de Sonbahar’ı yazdığında henüz 26 yaşındadır. Yazarlığa ‘’Bison Ravi’’ takma adıyla başlayan Vıan Fransızca’nın kalıplarını zorlamayı, dille oynamayı da sever. “Söylenecek her şey söylenmiştir ve artık söylenebilecek tek şey yeni olandır.” diyen Vıan dergilere yazdığı makalelerde Adolphe Schmürz ve en az kendi ismi kadar tanınan Vernon Sullivan ismini kullanır. En bilinen romanlarından ‘’ Mezarlarınıza Tüküreceğim’ i Vernon Sullivan takma adıyla yayımlar. Roman kahramanı Afrika asıllı Lee Anderson erkek kardeşinin linç edilmesine karşı duyduğu intikamı beyaz kızlarla yatarak ve onlara tecavüz ederek almaktadır. Varlıklı bir beyaz kızı öldürdükten sonra yakalanan Anderson idam edilir. Kitap pornografiye varan anlatımıyla hemen ilgi çeker ve yasaklanmadan önce 100.000 adet satar, Vıan ise 100.000 frank para cezasına çarptırılır. Roman, ırkçılık karşıtı bir söylemden yükselme eğilimi gösterse de yaratılmaya çalışılan karakter derinleştirilemez. Anderson’un tüm beyaz kadınların yanında zenci kız çocuklarıyla da zorla birlikte olması okuru temel izlekten uzaklaştırıp varoluşsal bakışın ağırlıklı olduğu bir merkeze iter. Seçilmiş ayrıntılarla verilen sevişme sahnelerinin yanında, karakteri içselleştirmemizi sağlayacak yan unsurlardan yoksundur kitap. Vıan’ın ahlaki yargılara başkaldırısıyla beslenen roman, yine aynı nedenle yıllarca çok okunan Vıan kitapları arasında yerini alır. O bir asi, bir öncüdür, romanı da bu yönüyle öne çıkar.
Yazdığı kitapların isimleriyle bile insanları rahatsız etmeyi başaran Vıan, tiyatro oyunlarıyla da yazın dünyasında yer bulur. Bunların dışında yüz civarında kabare oyunu, bale metni, dört yüz şarkı sözü yazar.
Oyunları arasında en çok sahnelen İmparatorluk Kuranlar ya da Schmürz’ dür. Vıan’ın tüm eserlerinde olduğu gibi yaratıcılığın, yeni buluşların ön planda olduğu bir oyundur İmparatorluk Kuranlar. Her katta biraz daha küçülen daire; Şümürz*; yalnızca yukarı çıkan merdivenler; sınırlanan kullanım alanı; kaybedilen özgürlük; ölümün, gürültüyle, Şümürzlerin elinden gelişi…
İmparatorluk Kuranlar adlı oyunundaki Şümürz karakteri edilgen, bir köşede duran, kaçılan her üst kata yine aileyle birlikte taşınan, tekmelenmek, aşağılanmak, yumruklanmak için var olan ve daha da çarpıcısı canlı ama kendine yönelen şiddete bir kere bile yanıt vermeyen bir kişiliktir. Evin bir köşesinde dayak yiyerek, savunmasız öylece durması seyircinin vicdanına atılan zehirli bir oktur ve izleyenleri ister istemez taraf olmak, Şümürz’ün durumunu sorgulamak zorunda bırakır. Oyun boyunca otuz beş kez anne ve babadan, üç kez hizmetçiden, iki kez komşudan tokat yiyen, vücuduna şiş batırılan, tekmelenen Şümürz, zayıflığıyla vicdanlarımızı yaralarken, neden bazı evlerde Şümürzlerin olduğu, ev sahiplerinin neden her sinirlendiklerinde ya da rahatlamak istediklerinde ona vurdukları, Şümürz’ün edilgen tavırlarının nedenleri, Vıan’ın bu karakterle neyi ya da kimi sembolleştirdiği, bizlerin de birer Şümürz ya da onu dövenlerden biri olma ihtimalimiz olup olmadığı gibi soruların sorulmasını sağlayacaktır. Karakterler arasında belki de Şümürz’e en yakın durması gereken hizmetçi olmalıdır ama hayat ıskalanamaz ve Vıan tıpkı gerçeğin soğuk yüzü gibi hizmetçiyi de Şümürüz’ü dövenler arasına yerleştiriverir. Oyun boyunca ölümün gölgesi ailenin üzerinden ayrılmazken, Şümürz’e hiç vurmayan, hatta ona bir bardak su vermek isteyen evin genç kızı Zenobya’ olacaktır.
Baba, her kaçışta üst kata ilk çıkan, yukarı çıkıldıkça kazançlı olunacağı düşüncesine tutkuyla bağlı olan, anne ise onun sarsılmaz yargılarının yandaşı, destekçisidir. İkisi de her duruma hızla ayak uydurur. İçinde bulunulan koşullardan şikâyet eden tek kişi evin genç kızıdır. Vıan bu bakışla, iktidar olgusuna gençlerin lehine bir bakış sergilerken, o müthiş gürültünün yuttuğu ilk kişi de Zenobya olur. Yukarda da söylediğimiz gibi Vıan’ın bazı yapıtlarını yayımlarken kullandığı takma adlarından biri (Adolphe Schmürz) olduğunu bildiğimiz Şümürzler’in en sonda, topluca, evi işgal etmeleriyse onun hesaplaşma yönteminin ve oyunda kendine biçtiği rolün en yalın göstergesidir.
Dünyanın birçok yerinde defalarca sahnelenen İmparatorluk Kuranlar adlı oyununu Vıan sahnede görememiştir.
Bu yıl İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği İmparatorluk Kuranlar Afife Jale Tiyatro Ödüllerinde, yılın en başarılı sahne tasarımı ve yılın en başarılı ışık tasarımı ödülünü almıştır.
Aykırı kişiliği, öncü ve muhalif ruhuyla dikkatleri çeken, 39 yıllık yaşamına duruşu ve kendini ifade etme şekliyle imzasını atan Vıan 23 Haziran 1959 günü Mezarlarınıza Tüküreceğim adlı romanından uyarlanan filmin ilk gösterimi sırasında kalp krizi geçirmiş ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir. Ölümü çocukluğundan beri yaşadığı kalp atışı düzensizliğine bağlanmıştır.
Şenay EROĞLU AKSOY
5.5.2010
* Borıs Vıan “İmparatorluk Kuranlar”
Mitos Yayınları
Çeviren: Ayberk Eray
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder